Tarihi ana dalma biçimlerinden ikincisi çanlı dalmadır. Bir dalıcının bir miktar korumalı ve hava desteği sağlayan bir cihazla suya girmesinin ilk kayıtları Büyük İskender’in MÖ 330 yılında dalışında kullandığı Colimpha çanına işaret etmektedir. 1575`te Hintli bir sanatçının minyatüründe resmedilmiştir. Bu dalma aletinin tanımı, `İskender`in Gerçek Tarihi` isimli 13. YY Fransız belgesinde yapılmaktadır.
`Problernata`sında Aristo, kendi zamanında kullanılan dalma sistemlerini şöyle tarif eder: `dalıcılar için bir nefes alıp-verme yöntemi buldular, onlara bir kap gönderiliyordu, tabii bu kap suyla değil havayla doluydu ve doğal olarak aşağıdaki adama yardımcı oluyordu`.
Bu dönemi izleyen 1000 yılda dalmada çok az gelişme oldu. Ancak 1535 yılına gelindiğinde Guglielmo de Lorena gerçek bir dalma çanı olarak tanımlanabilecek gereci geliştirdi. Davis (1962) Roma yakınında bir gölde Lorena`nın dalma cihazını omuzlarında taşıyan ve ağırlığın büyük kısmı askılarla desteklenen Lorena çanını kullanarak yaklaşık bir saat sualtında çalışan bir dalıcıdan söz eder. Böylece Lorena `çanı` kısıtlı ama güvenilir bir hava kaynağı sağlamıştır.
1691`de İngiliz astronom Sir Edmund Halley (Royal Society`nin başkanıyken) günümüz çanının atası sayılan bir alet yapıp patentini aldı ve bunu daha sonra Society`ye bir raporunda tarif etti. Sir Edmund`un tarifindeki çan, kurşunla kaplı ahşaptı, yaklaşık 50 fit küp (1.7 metreküp) hacmindeydi ve ışığın girebilmesi için tepesinde cam vardı ayrıca havalandırma için 1-1 vana ve temiz hava sağlayan bir varil vardı. Dalmanın kendi tarihinde Davis (1962) Halley`in Fransız fizikçi Denis Papin`in belirttiği gelişmeden haberinin olduğuna işaret eder.
Papin 1689`da su üstünden dalma çanına basınçlı hava vermeyi öngören bir plan önermişti (görünüşe göre ilk). Papin, çanın içine hava göndermek ve sabit bir basınçta tutmak için güç vanaları ya da körük kullanmayı önermişti. Davis`in varsayımına göre, depolamanın güçlendirilmiş hava metoduna karşın Halley`in varili seçmesi, Papin`in (o da Royal Society`nin bir üyesiydi) kendisini hırsızlıkla suçlayacağı endişesinden
kaynaklanıyordu.
Kaynak: dalisakademisi